Yıkıcı depremin ardından bir trajedinin ortasında: Türkiye ve Suriye

***Raúl Redondo***
—
*Dünya Doktorları Kurucu Başkanı Hakan Bilgin, Türkiye ve Suriye’yi sarsan depremlere ilişkin İspanya merkezli haber sitesi Atalayar’a konuştu.*
—
6 Şubat sabaha karşı 4:17’de meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki yıkıcı depremin ardından Türkiye-Suriye sınırında bulunan kentlerde büyük yıkım ve kaos sürüyor. Türk ve Suriyeli yetkililer, şimdiden en az 8.000 kişinin öldüğünü ve 38.000 kişinin de yaralandığını bildiriyor.
Bazıları 6.7 büyüklüğünü bulan artçı depremler nedeniyle bölgede 12.000’e yakın bina yıkılırken, can kaybı ve yaralıların sayısı her geçen saat daha da artıyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da teyit ettiği gibi, ana deprem Suriye’nin Halep ve Hama kentleri ile Suriye’nin 330 kilometre kuzeydoğusundaki Diyarbakır ili arasındaki bir şeritte meydana geldi ve geniş çaplı bir yıkıma neden oldu.
İspanya merkezli haber sitesi Atalayar, deprem sonrası etkilenen bölgelerden Adana ve Hatay’da bulunan Dünya Doktorları Kurucu Başkanı Hakan Bilgin ile mevcut durumu, krizin hemen sonrasında uygulanan önlemleri ve müdahale planlarını görüştü.
Hakan Bilgin, böylesi bir yıkım sonrası tekrar normale dönüşün bir yıldan uzun sürebileceğini belirtiyor.
—
**Hakan, şu an sahada durum nedir?**
Açık konuşmak gerekirse burada durum çok kötü. Adana ve Antakya’nın tamamı etkilenmiş durumda, insanlar sokaklarda, birçok kişi başka şehirlere gitmek ve yakınlarına ulaşmak için ayrılmak istiyor. Bu gerçekten çok zor. Hatay’daki ofisimizde Dünya Doktorları ekiplerimiz var fakat depremde hem ofisimiz yıkıldı hem de ekiplerimiz etkilendi. Dolayısıyla Türkiye ve Suriye’ye yardım etmek için yeniden organize oluyoruz.
**Dünya Doktorları olarak şu an kriz bölgesindeki müdahaleniz nedir?**
Bizim yaptığımız ilk şey, sahip olduğumuz ekipmanın ne durumda olduğunu görmek ve ardından bunun gibi büyük acil durumlarda gönderilecek kitlerle birlikte mevcut imkanlarımızla depremden etkilenenleri desteklemek için malzeme, bağış, profesyonel tıbbi ve psikolojik destek personeli ile birlikte kriz bölgelerine ulaşmaya çalışmak. İhtiyaçlar doğrultusunda mümkün olan her şeyi göndermek için Uluslararası Dünya Doktorları (Médecins du Monde) Ağı ile de koordinasyon halindeyiz.
—
(image: 2.jpg)
*Fotoğraf/Reuters/Sertaç Kayar*
—
**Depremlerde can kaybı ve etkilenenlerin son durum nedir peki?**
Resmi olarak şu ana kadar en az 6.000 can kaybından ve 12 bin binanın da yıkıldığından bahsediliyor. Fakat soruşturmalar devam ediyor. Muhakkak ve maalesef can kaybı da artacaktır. Ana depremde yıkılmayan ama hasar alan binaların bazıları da, büyük artçı depremler nedeniyle yıkılmaya devam ediyor. Bu, bizim işimizi daha da zorlaştırıyor çünkü yıkılan binaların altında sağ kalanları çıkarmaya çalışan ekiplerimiz var ve 6.0 ila 6.7 büyüklüğünü bulan artçı sarsıntılar devam ederken bunu yapmak oldukça zor.
Bölgeye gelen uluslararası yardımlar ne durumda? Almanya, İspanya, Rusya ve hatta Avrupa Birliği gibi ülkeler yardım açıkladı.
Her şeyden önce uluslararası dayanışmayı hissediyoruz. Şimdiye kadar çok iyi bir yanıt var. Uluslararası alanda Türkiye ve Suriye’ye yardım etme isteği var. Türkiye de insanların gönderilen malzemelerden, yardımlardan ve arama kurtarma çalışmalarından yararlanabilmesi için, bu yardımların gerekli yerlere ulaşmasını kolaylaştırmak için çaba harcıyor. Şimdiye kadar iyi yardımlar geliyor. Bu takdir edilecek bir şey.
**Sınırın her iki tarafında neler olup bittiğini değerlendirmeye gelirsek, Türkiye tarafını mı yoksa Suriye tarafını mı daha iyi biliyorsunuz?**
Suriye’de klinikler açtık, on yıldır düzenli olarak oraya gidiyorum. Depremden üç gün önce oradaydık ve henüz dönmüştük. Evet, Suriye’de de işlerin nasıl gittiğine dair bir fikrimiz var. Savaşın zaten yıkıma uğrattığı Suriye’de de depremin ne kadar etkili olduğunu görüyoruz ve Türkiye ile birlikte oraya da nasıl müdahale edebileceğimizi konuşmamız gerekiyor.
—
**Türkiye, geçmişte başka büyük depremler de yaşamış bir ülke.**
Evet, Türkiye deprem kuşağında konumlanmış bir ülke olarak, geçmişte birçok büyük ve yıkıcı depremler yaşadı. Son olarak 30 Ekim 20202’de İzmir’de yıkıcı bir deprem yaşamıştık fakat bununla aynı ölçekte değildi. O depreme çok hızlı bir şekilde müdahale etmek kolaydı. Bu sefer bütün yollar çökmüş durumda, havaalanları etkilendi. Bunlar, her şeyi daha da zorlaştırıyor. Depremler için hazırlanmış bir altyapı mevcut ancak depremlerin büyüklüğü her şeyi daha da karmaşık hale getiriyor. Önümüzdeki günlerde ulusal ve uluslararası müdahalenin etkinliğinin artmasıyla bu zorlukların üstesinden geleceğimizi ummakla birlikte, depremden sonraki ilk hafta çok belirleyici olacak.
Elbette yaşananların büyüklüğü göz önüne alındığında, normale dönüşün bir yıldan daha kısa sürede olması mümkün görünmüyor. Artık insanlara ulaşıp gerekli müdahaleyi yaparak, bölgedeki artçıların arama-kurtarma çalışmalarını etkilemeyecek büyüklükte olmasını ummaktan başka çaremiz yok.
**Daha fazla artçı depremlerle ilgili bir öngörü var mı?**
Evet, ilk ana depremin ardından aynı gün, aynı bölgede 7.6 büyüklüğünde ikinci bir ana deprem meydana geldi ve hala 6.0 ila 6.7 büyüklüğüne varan artçı sarsıntılar yaşanabiliyor.
**Hakan, İspanya’dan tüm desteğimiz sizinle. Nasıl yardımcı olabileceklerini görmek için okuyucularımıza nasıl bir çağrıda bulunabiliriz?**
Desteğiniz için çok teşekkür ederiz Raul. İspanya’da kardeş kuruluşumuz Médicos del Mundo ile iş birliği yapabilirler. Türkiye’de ise Dünya Doktorları ile iş birliği yapabilirler. Bağış yapabilecekleri bir websitemiz var. Ama lütfen, Suriye hakkında da konuşmak, Suriye’yi unutmamak çok önemli çünkü onların da acil müdahaleye ihtiyaçları var. Suriye sorununu ve savaştan etkilenen yerinden edilmişleri unutmamalıyız.
**MEDIA CONTACT:**
Onurhan Pehlivanoglu
**E-mail:** [email protected]
**Phone number:** +905333791824