3 minutes
Şu anda okuyorum TÜRKİYE VE SURİYE’Yİ SARSAN DEPREMLERDEN 6 AY SONRA
Makaleler

TÜRKİYE VE SURİYE’Yİ SARSAN DEPREMLERDEN 6 AY SONRA

Makaleler

Haber: Asmae Dachan
Fotoğraflar: Hüseyin Aldemir

”Daha önce hiç yaşanmamış büyük bir korku”

Türkiye’nin güneyindeki birçok kenti ve Suriye’nin kuzeybatısını 6 Şubat’taki depremde yerle bir eden depremlerin ardından altı ay geçmesine rağmen, bu bölgelerde yaşayan insanlar arasında hala korku ve endişe hakim. Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’ndan gelen son verilere göre 7.7 büyüklüğündeki deprem, Türkiye topraklarında 50 binden fazla can kaybına neden oldu. Bu kayıpların içinde 7 binden fazla mülteci var. Zaten yıllardır süren savaşın yorgunluğunu hisseden Suriye’de ise deprem 7 bin can aldı.

Depremler nedeniyle 107 bin kişi yaralandı ya da sakat kaldı. Hala 300’e yakın kişi kayıp durumda. Afetten etkilenen bölgelerde bugün şahit olduğumuz manzara, adeta savaştan çıkmış bir toprak parçası niteliğinde. Burada binalar, mahalleler, köyler ve kasabalar yerine yalnızca enkaz ya da moloz yığınlarına dönmüş devasa boşluklar bulunuyor.

Türkiye’de birçok şehir yıkıma uğradı: Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Osmaniye, Gaziantep, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Elazığ ve Adana. İçişleri Bakanlığı’na göre, bu illerde 298,000’den fazla bina çöktü ve yaklaşık 9 milyon kişi depremden etkilendi. Etkilenenlerin içinde 4 milyon çocuk bulunuyor. 5 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. 1.5 milyondan fazla insan depremlerin ardından düzensiz yerleşim alanlarında yaşamaya başladı.

© Hüseyin Aldemir

RİSK ALTINDAKİ GRUP: ÇOCUKLAR

Küçük çocuklar arasındaki kendine zarar verme olayları artarken, bu çocuklar giderek daha fazla sömürü riski altındalar.

İnsan hakları örgütlerine göre Türkiye, küçükler arasında artan akran zorbalığı ve kendine zarar verme olaylarıyla mücadele ediyor. Suriye tarafında ise depremin ardından zaten çökmüş durumda olan ekonominin daha da kötüleşmesinden, yüksek çocuk işçiliği ve çocuk evlilikleri oranının daha da artmasından endişe ediliyor. Bu durum, çocukları cinsel sömürüye, insan ticaretine ve silahlı gruplara katılmaya daha fazla maruz bırakabilir.

Raporlar, Şubat ayının başlarında Türkiye’nin güneydoğusundaki birçok ili sarsan korkunç depremler sonucu 3,500 çocuğun bir veya her iki ebeveynini kaybettiğini gösteriyor. Hatay, Kahramanmaraş ve Adıyaman illerinde binlerce çocuk felaket sonucu yetim kaldı. Mevcut durumda 2,500 çocuk bölgedeki akrabalarıyla birlikte yaşarken, yaklaşık 1,000 çocuk ise etkilenen illerden ayrılarak ülkenin diğer bölgelerindeki akrabalarının yanında yaşamaya başlamıştır.

HASTANELER YERİNE MOBİL BİRİMLER

Hatay’daki hastanelerin büyük bir bölümü depremden hemen sonra işlevsiz hale geldiği için Dünya Doktorları, kadın ve çocuk dostu güvenli bir alan kurdu ve mobil sağlık birimlerini seferber etti.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’na (UNFPA) göre, depremden etkilenen bölgede 136’dan fazla hastanenin en az 42’si hala tamamen veya kısmen işlevsiz durumda. Dahası, temel sağlık merkezlerindeki personel sadece acil durumlarla başa çıkma kapasitesine sahip. Bölgedeki kamplar için hizmet veren sağlık birimleri harekete geçirilmiş ve konteyner sayısı artırılmış olsa da, kırsal alanlarda yaşayan ya da geçici yerleşim yerlerinin dışında ikamet eden insanlara temel hizmetleri ulaştırma konusunda hala büyük zorluklar bulunuyor.

Hatay’da depremde yıkılan binalardan biri de Dünya Doktorları’nın saha koordinasyon ofisiydi. Orada görev yapan personel de ağır şekilde etkilenmiş ve dolayısıyla yerinden edilmişti.

”Depremin ardından yaşadığımız o ilk travmatik anları atlattığımızda, tüm insanların yardıma koşmaya ne kadar istekli olduğunu gördük ve kısa süre içinde birkaç konteynerla bir sağlık kampı kurarak halkın temel hizmet ve ihtiyaçlara erişebilmesini sağlamak amacıyla mobil sağlık birimlerimizi hızla devreye soktuk,” diyor Dünya Doktorları Suriye Programı Koordinatörü Mustafa El Othman.

Depremden etkilenen nüfusa sunulan hizmetler arasında sağlık, psikolojik destek, obstetrik-jinekolojik muayeneler, ilaç temini, temel su, sanitasyon, hijyen ve koruma bulunuyor.

ACİL İHTİYAÇLAR: TEMİZ SUYA ERİŞİM VE TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI ŞİDDETİN ÖNLENMESİ

Temiz suya erişimde yaşanan sorunlar ve yüksek sıcaklıklar, bölge halkının sağlığını riske atmaya devam ederken, kadınlar giderek daha savunmasız hale gelmekte.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA)’nin sağladığı insani yardım bilgilendirme hizmeti Reliefweb, susuzluk ve yükselen sıcaklıkların neden olduğu sağlık sorunlarına değiniyor. Reliefweb’te yayımlanan raporların önemli bir bölümü, bölgede gebelik önleyici yöntemlere ve bu konuyla ilgili ilaçlara olan ihtiyacın hala yüksek olduğuna vurgu yapmakta.

Son olarak, koruma açısından, depremden etkilenen bölgelerde yaşayan aileler giderek daha da savunmasız ve hassas, kadınların ve kız çocuklarının toplumsal cinsiyete dayalı şiddete daha açık hale gelmekte ve cinsel istismar ya da aile içi şiddet riski daha da artmaktadır. Bununla birlikte, OCHA raporları, insani yardım hizmeti sağlama konusundaki faaliyetlerde görev alan erkek personelin baskın olmasının, kadınların uğradıkları istismarı bildirmesinin ve korku/endişelerini paylaşmalarının önünde önemli bir engel oluşturabildiğini göstermektedir.

Deprem bölgesindeki birçok geçici yerleşimde hijyen ihtiyaçları açısından öncelikler, temiz içme suyu (%21), hijyen ürünleri (%20) ve duş alanları (%15%) olarak belirlenmiştir.