5 dakika
Şu anda okuyorum BATI ŞERİA: “EN BÜYÜK KORKUMUZ SADECE EVLERİMİZİ KAYBETMEK DEĞİL, AYNI ZAMANDA TARİHİMİZİ, KİMLİĞİMİZİ VE GELECEĞİMİZİ DE YİTİRMEK”
Makaleler

BATI ŞERİA: “EN BÜYÜK KORKUMUZ SADECE EVLERİMİZİ KAYBETMEK DEĞİL, AYNI ZAMANDA TARİHİMİZİ, KİMLİĞİMİZİ VE GELECEĞİMİZİ DE YİTİRMEK”

Makaleler 06.10.2025
  • BATI ŞERİA: “EN BÜYÜK KORKUMUZ SADECE EVLERİMİZİ KAYBETMEK DEĞİL, AYNI ZAMANDA TARİHİMİZİ, KİMLİĞİMİZİ VE GELECEĞİMİZİ DE YİTİRMEK”

Uluslararası toplum, İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımın gölgesi altında Filistin Devleti’ni tanımaya başlarken ve iki devletli çözüm tartışmaları devam ederken, Batı Şeria’nın İsrail tarafından ilhakı hız kazanıyor. Şiddet, taciz, yıkımlar, el koymalar: Filistin halkı sürekli bir korku içinde yaşamak zorunda bırakılıyor.

Ancak şiddet ve belirsizlik ortamı bir halkın barış içinde yaşama umudunu imkânsız kılıyorsa, toprakları olmadan bir devlet nasıl doğabilir? Her gün bu şiddet ve tacizlerden etkilenen Filistin halkıyla Uluslararası Dünya Doktorları Ağı çatısı altında çalışan psikolojik sağlık ekibimiz, bu gerçekliğe tanıklık ediyor.

SAHADAN SESLER

“Korku, burada işgal altında yaşayan insanların günlük hayatının bir parçası. Her an askeri baskınların ya da zorla yerinden edilmelerin olabileceğinin farkındalar. En çok çocuklarının yaralanmasından, gözaltına alınmasından ya da saldırıya uğramasından endişe duyuyorlar. Bu korku, günlük rutinlerinden geleceklerine dair bakış açılarına kadar hayatlarının her yönünü belirliyor.”

Aqbat Jabr Mülteci Kampında görev yapan Uluslararası Dünya Doktorları Ağı’ndan sosyal hizmet uzmanımızın tanıklığı

© Olivier Papegnies

“Birkaç eşyamızı almaya ve evin durumunu kontrol etmeye gittik. Biz oraya varmadan önce ordu bize ateş açmaya başladı ve annem vuruldu. Ağlamaya başladım, yalvarıyordum: ‘Ne olur bana bunu yapma, ölme.’”

Uluslararası Dünya Doktorları Ağı tarafından desteklenen, Cenin kampından Birqin köyüne zorla yerleştirilen genç bir kadının tanıklığı

 “Ordu, sivillere sürekli şunu tekrar ediyor: ‘Geri döneceğiz.’

Üstelik bunu çocuklara da söylüyorlar. İsrail, halkı sürekli baskı altında tutarak ordunun geri döneceği ve yeni bir baskın yaşanacağı korkusunu daima canlı tutmaya çalışıyor.”

Cenin, Tulkarem, Nur Şems ve El Faraa kamplarındaki mülteci topluluklarıyla çalışan bir sosyal hizmet uzmanının tanıklığı

© Olivier Papegnies

“Çocukların gelişiminde ciddi gerilemeler gözlemliyoruz; özellikle ebeveynlerinden ayrılma veya kendi odasında uyuma gibi bazı dönüm noktalarına ulaşmış olanlarda. Örneğin, aslında tuvaleti bağımsız bir şekilde kullanabilen çocuklar artık altını ıslatıyor.”

Al Fawwar kampında görev yapan bir Uluslararası Dünya Doktorları Ağı psikoloğu

“İsrail işgal güçleri 73 yaşındaki yaşlı bir kadını boynundan yaraladı. Askerler kadına şiddet uyguladı. Yaşlı kadının evinde sadece iki kıyafeti vardı; 1970’lerden kalma çok değerli elbiseler. Askerler onları aldı ve kadının önünde parçaladı.”

Cenin, Tulkarem, Nur Şems ve Al Fawwar kamplarındaki mülteci topluluklarla çalışan Uluslararası Dünya Doktorları Ağı sosyal hizmet uzmanı

“Bu tür saldırılardan sonra ruh sağlığı ve psikososyal müdahaleler mutlaka yapılmalıdır. Buradaki sorun, Filistin’de bu türden şiddet olaylarının asla bitmemesi. Saldırılar sürekli ve aynı şiddette tekrar ediyor. Filistin halkı, sistematik olarak buna maruz bırakılıyor.”

Nur Şems ve Al Fawwar kamplarında Uluslararası Dünya Doktorları Ağı ile çalışan bir sosyal hizmet uzmanı

“İsrail askerlerinin Filistinlilerin evlerine düzenlediği baskınlar, bazen ebeveynlerin evde olmadığı zamanlarda yapılıyor. Bu durumlarda ebeceynler, haliyle çocuklarını koruyamıyor. Bu ayrılığın ne kadar zor olabileceğini hayal edin. Saldırıların sıklığı ve öngörülemezliği, sevdiklerinden aniden ayrılabilecek herkes için bu deneyimi özellikle travmatik hâle getiriyor.”

Al Fawwar kampında çalışan Dünya Doktorları sosyal hizmet uzmanı

© Olivier Papegnies

“Nur Şems kampına düzenlenen saldırının ardından, beş yaşında bir kız çocuğunun ailesiyle görüştük. İsrail işgal güçleri evlerine girip ateş açmıştı. Küçük kızları, yatak örtüsünün altına saklanmış ve üç gün boyunca ne yemek yemiş ne de konuşmuş. Hâlâ kimseyle konuşmuyor. Askerler odasına girip içeride ateş açmış. Silah sesleri korkutucu.”

Uluslararası Dünya Doktorları Ağı ile Nur Şems’te görev yapan bir sosyal hizmet uzmanının tanıklığı

“İsrail askerleri Filistinlileri öldürdü; cansız bedenleri günlerce sokaklarda kaldı.
Ne ambulanslar yaklaşabildi ne de komşular…
Yardım etmeye yeltenen herkes, keskin nişancıların lazerleriyle susturuldu.
Ve komşular, sessizliğin içinde köpeklerin cesetleri kemirmeye başladığını gördü.”

Cenin ve Tulkarem kamplarındaki mültecilere destek veren Dünya Doktorları sosyal hizmet uzmanı

© Alaa Ali Abdallah

“Çocuklar yıkımı gözleriyle görmemiş olsa bile, olanları hissettiklerinde ya da anladıklarında yeniden oraya dönmek istiyorlar.
Küçük seslerle büyük sorular soruyorlar: ‘Neden evimiz yıkıldı? Neden elimizden alındı? Neden geri dönemiyoruz?’
Ebeveynler onlara artık oranın güvenli olmadığını anlatmaya çalışıyor, ama nasıl anlatılır ki?
Çocuklar, büyüklerin bile anlamlandıramadığı bir felaketi çözmeye çalışıyor.”

Uluslararası Dünya Doktorları Ağı ile Aqbat Jabr kampında görev yapan bir sosyal hizmet uzmanının tanıklığı

“Eğer Gazze’deki insanlar korunmazsa, Batı Şeria’nın da bir geleceği olmayacak.
Sadece bu bitmek bilmeyen saldırıların durmasını istiyoruz.
Ama hiçbir devlet Gazze’deki toplu vahşeti, soykırımı durdurmuyor.
Bu sessizlik içinde umudun da yavaş yavaş öldüğünü biliyoruz.”

Cenin ve Tulkarem kamplarındaki mülteci topluluklarına hizmet eden Dünya Doktorları sosyal hizmet uzmanı

BASIN İLETİŞİM

  • ONURHAN PEHLİVANOĞLU Kıdemli İletişim Sorumlusu, Dünya Doktorları/Médecins du Monde Türkiye [email protected] // +90 533 379 18 24