
RUH SAĞLIĞI VE PSİKOSOSYAL DESTEK
© Nicolas Moulard
Ruh sağlığı, bireyin iyi olma halinin ve bir toplumun düzgün işleyişinin temel taşıdır. Bu kapsam, refahı teşvik etmeyi, ruhsal bozuklukları önlemeyi, ruhsal rahatsızlık yaşayan bireylerin tedavisini ve iyileşmesini içerir.
Psikososyal Refah ve Ruh Sağlığı: Birbirleriyle Nasıl Bağlantılı?
Psikososyal refah, bireylerin, ailelerin ve toplulukların bilişsel, duygusal ve ruhsal güçlerini pozitif sosyal ilişkilerle birleştirebilme yeteneğini ifade eder. Bu refah hali, insanların yaşam becerilerini geliştirmelerini; çevrelerini anlamalarını, bu çevreye katılmalarını ve umut dolu, pozitif seçimler yapmalarını sağlar.
Bu bağlamda, “psikososyal destek,” genellikle zorlu durumlarda bireylerin, ailelerin, grupların ve toplulukların psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarına yönelik faaliyetleri kapsar. Psikososyal destek, bireylerin ve toplulukların dayanıklılığını artırırken bağımsızlık, onur ve başa çıkma mekanizmalarına saygı duyan bir süreçtir. Aynı zamanda sosyal uyumun yeniden sağlanmasını teşvik eder.
Psikososyal destek hem önleyici hem de iyileştirici olabilir:
- Önleyici: Ruhsal bozuklukların oluşma riskini azaltır.
- İyileştirici: Krizler veya şoklar sonucunda ortaya çıkan psikososyal sorunların çözülmesine yardımcı olur.
Ruh sağlığı ve psikososyal destek (MHPS) terimi, bireylerin refahını korumayı ve iyileştirmeyi ya da ruhsal bozuklukları önlemeyi veya tedavi etmeyi hedefleyen tüm destek türlerini kapsar. Bu kavram, insani yardım alanında faaliyet gösteren kuruluşların ortak çalışmalarıyla geliştirilmiş ve zamanla kalkınma projelerinde de yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. DDD de bu yaklaşımı benimsemiştir.
Dünya Doktorları Derneği (DDD) ve Psikososyal Destek Çalışmaları
DDD, ruh sağlığı ve psikososyal destek stratejisini belirli temel ilkeler doğrultusunda yapılandırmıştır.
Psikososyal Destek Yaklaşımlarımız
İnsani yardım alanındaki tüm kuruluşlar, temel ilkeler olan insani yardım zorunluluğu, tarafsızlık, ayrım gözetmeme, hesap verebilirlik, etkilenen nüfusların katılımı, kültüre saygı ve zarar vermeme ilkelerine bağlı kalmayı taahhüt eder. DDD’nin MHPS stratejisinde bu ilkelerden özellikle şu ikisi ön plana çıkar:
- Zarar Vermeme İlkesi: Kaliteli müdahalelerin gerçekleştirilmesi için gerekli kaynakların temin edilmesini ve paralel yapılar oluşturmak yerine mevcut sistemlerin güçlendirilmesini gerektirir.
- Katılım ve Dahil Etme İlkesi: Projelerin her aşamasında bireylerin ve toplulukların aktif katılımını teşvik eder. Bu yaklaşım, toplum sağlığına dayalı projelerle bireylerin ve toplulukların kapasitelerini güçlendirmeyi hedefler.
Bu çerçevede:
- Projeler başlamadan önce, sosyo-kültürel unsurları analiz eden bağlamsal MHPSS tanılarının sistematik olarak yapılması,
- Acil durumlarda dahi uzun vadeli perspektiflere sahip müdahale stratejileri geliştirilmesi,
- Kaliteli programlar için gerekli insan kaynağının sağlanması,
- Proje ve etkilerinin etkin bir şekilde değerlendirilmesi için araçların temin edilmesi esas alınır.